Azez'deki "Güvenli Bölge Radyosu" Türkçe Yayına Başladı

Yazıcı-dostu sürüm

Suriye'nin kuzeyindeki Azez ilçesinde 92.2 frekansında 2019 yılında yayın hayatına başlayan "Güvenli Bölge Radyosu", 5 Ocak 2022 tarihi itibarıyla YEE ile Türkçe yayın servisine başladı.

Belirli saatlerde Türkçe hizmet verecek radyoda, dil ve kültür programlarının yanı sıra Türkiye'den ve dünyadan haber kuşağı yer alacak.

Yunus Emre Enstitüsü (YEE) Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, Azez Radyosu'nun Türkçe yayınının ilk konuğu olarak canlı yayına katıldı ve soruları yanıtladı.

Yunus Emre Enstitüsünün dünya çapında yürüttüğü Türkçe öğretimi ve kültür sanat çalışmalarından bahseden Ateş, özellikle Kovid-19 salgını döneminde uzaktan Türkçe öğretim çalışmalarına hız verildiğini ve bu dönemde 235 bin kişinin en az 3 ay boyunca Türkçe öğrendiğini söyledi.

Prof. Dr. Ateş, Türkçeye yoğun ilginin sadece Türkiye'ye yakın coğrafyalardan değil, dünyanın her bölgesinden olduğuna dikkati çekerek, Türkçenin Yunus Emre ile insanlığın ortak paydasını temsil ettiğini söyledi.

“HER YIL BİN FAALİYET YAPIYORUZ”

Sadece Türkçe öğretmediklerinin altını çizen Ateş, bir yandan sürekli kendilerini kültürel olarak geliştirirken, diğer yandan da dünyanın her tarafına "iyiyi ve güzeli" yaymaya çalıştıklarını vurguladı.

Prof. Dr. Şeref Ateş, Suriye'de insanların 10 yılı aşkın süredir çok zor şartlar altında yaşadıklarını belirterek, bu toprakların müzikten edebiyata, sinemadan çeşitli sanatlara kadar yeniden üretimin merkezi olması gerektiğini, güvenli bölgede yaşayan insanların umutlarının yeşermesi için her türlü desteği vereceklerini bildirdi.

“ALGI DEĞİL GÜVEN OLUŞTURUYORUZ”

Prof. Dr. Ateş, "Biz dünyada her sene yaklaşık bin faaliyet yapıyoruz. Bu bin faaliyetin tek bir ortak paydası, söylemi vardır. O da bütün yaratılmışlar nezdinde güven oluşturmaktır. Yunus Emre Enstitüsü olarak biz algı, imaj oluşturmaya çalışmayız. Sadece güven oluşturmaya çalışırız. Çünkü güven, insanın en temel ihtiyacıdır." dedi.

Yunus Emre Enstitüsünün dünya çapındaki merkezlerinin sayısına ilişkin soruya yanıt veren Ateş, 11. yılında YEE'nin dünyada 64 merkez açtığını ifade etti.

Ateş, Azez'den sonra Afrin'de de merkez açtıklarını ve fiilen El-Bab'da da faaliyetlere başladıklarını belirterek, Suriyelilerin dil ve kültür sanat alanlarında gelişimini destekleyeceklerini dile getirdi.

"GÜVENLİ BÖLGEDE YAŞAYAN İNSANLARIN UMUTLARININ YEŞERMESİ İÇİN BURADAYIZ"

Suriye'de insanların 10 yılı aşkın süredir çok zor şartlar altında yaşadıklarını kaydeden Ateş, "İnsanlar kültürel olarak kendilerini ifade etmeliler. Kültür sanat, müzikten edebiyata, sinemadan çeşitli sanatlara kadar yeniden üretimin merkezi olmalı bu topraklar. O açıdan da biz en son yaptığımız 'Hatırladıkça Biz Oluruz' etkinliğinde de gördük ki ortak ve güzel geçmişimizi yeniden yâd etmemiz gerekiyor. Ama sadece geçmişte kalmadan bugün kendi kaderimizi kendimizin belirlemesi gerekiyor. O yüzden Güvenli Bölge’de yaşayan insanların umutlarının yeşermesi için biz buradayız ve her türlü desteği vermek istiyoruz."

Prof. Dr. Ateş, Yunus Emre Enstitüsünün Türkçe öğretiminde bir marka haline gelmesi sürecine ilişkin bir soruya da yanıt verdi.

Türkçenin yeniden gündeme gelmesinin çok kıymetli olduğuna işaret eden Ateş, 11 yıldır yabancılara Türkçe öğretimi konusunda hem materyal ürettiklerini hem de Türkçenin uluslararası bir dil olması için çalıştıklarını söyledi.

TÜRKÇE YETERLİK SINAVI ULUSLARARASI KABUL GÖREN İLK VE TEK SINAV

Prof. Dr. Ateş, özellikle son 3 yıldır yoğun bir denetime tabi olduklarını ve geçen hafta "ALTE Kalite Nişanı" belgesini almaya hak kazandıklarını dile getirdi. Böylelikle Türkçenin uluslararası kabul gören ilk ve tek sınavının Türkçe Yeterlik Sınavı (TYS) olarak tescillendiğini belirten Ateş, bunun çok kıymetli olduğunu vurguladı.

Prof. Dr. Ateş, Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduktan sonra ilk kurduğu kurumlardan birisinin Türk Dil Kurumu (TDK) olduğunu da hatırlattı.

"BURADAKİ HALKLARLA, KÜLTÜRLE VE DİLLERLE YENİDEN ORTAK GELECEĞİMİZİ İNŞA EDEBİLİRİZ"

Dilin, yaratmanın ilk adımı olduğunu aktaran Prof. Dr. Ateş, "Biz dünyada ne üretiyorsak kendi dilimizle üretiyoruz. Kendi dilimize dair bir bilinç geliştirmemiz gerekiyor. Özellikle de bu bölgede kendimize güvenmemiz gerekiyor. Çok uzak, okyanusun ötesinden insanların gelip vaziyet almamaları gerekiyor. Buradaki halklarla, kültürle ve dillerle biz yeniden ortak geleceğimizi inşa edebiliriz. Yunus Emre Enstitüsü de bu açıdan bu güzel gelişmeye katkı sağlamak için bölgededir." diye konuştu.

Prof. Dr. Ateş, Azez ve Suriye halkına her şeye rağmen umutsuzluğa düşülmemesi tavsiyesinde bulunarak, İkinci Dünya Savaşı'nda meydana gelen yıkım ve zarar sonrası Avrupa'nın yeniden doğarak güçlenmesi örneğini verdi.

“NEFES ALINDIĞI SÜRECE UMUT VARDIR”

Nefes alındığı sürece umudun var olduğuna işaret eden Ateş, "Onun için Yunus Emre nefese çok önem vermiştir. Çünkü her an yeniden canlanır insan. Onun için buralarda yaşayan Müslüman halkların ümitvar olmaları gerekiyor. Geleceklerini kendileri tayin etmeleri gerekiyor. Onun için karamsarlığa ve depresyona gerek yok. Yeniden inşa edilebilir, daha güzeli yapılabilir. Umutla, Türkiye ile birlikte bu yolculuğa çıkmakta yarar var." ifadesini kullandı.

Yayın sonrasında Türk dünyası ozanları Ozan Nihat ve Aşık Kaptani sazlarıyla sanatlarını icra etti.

TÜRK OZANLARI SURİYELİLER İLE BULUŞTU

Suriye'nin kuzeyinde çeşitli kültürel faaliyetleri yürüten Yunus Emre Enstitüsü, bölge halkına yönelik çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. Türk halk ozanları, 5 Ocak 2021 tarihinde Azez ilçesinde Yunus Emre Enstitüsünün (YEE) kültürel çalışmaları kapsamında Suriyelilerle bir araya geldi.

Azez'de gün içinde üstün zekalı öğrenciler için Türkçe kursunun açılışını yapan Yunus Emre Enstitüsü, bölge halkı için de mini konser düzenledi.

İlçedeki Yunus Emre Enstitüsü konferans salonunda yapılan "aşıklar atışması"nda halk ozanları becerilerini konuşturdu.

Bölge halkına moral ve destek amacıyla düzenlenen programa Kilis Valisi Yardımcısı Ömer Yılmaz, sivil toplum kuruluşları (STK) temsilcileri, Azez yerel meclisi temsilcileri ve bölge halkından çok sayıda kişi katıldı.

Bölge halkı da alkışlarıyla Türkiye'den gelen ozanların atışmalarına ve türkülerine eşlik etti.

 

Diğer Etkinlikler

Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye’nin zengin kültürel miras birikimini edebiyattan sinemaya geleneksel el sanatlarından...

Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye’nin zengin kültürel miras birikimini edebiyattan sinemaya geleneksel el sanatlarından...

Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye ile Afrika arasındaki dostluğun pekiştirilmesi ve muhtelif alanlarda eş güdümün...

Macaristan'da, Budapeşte Yunus Emre Enstitüsü ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)  iş birliğiyle "Gurbetçi...