Illinois Üniversitesinde Prof. Dr. Rüstem Aslan ile Troya Arkeolojisi

Yazıcı-dostu sürüm

Yunus Emre Enstitüsü, Illinois Üniversitesi Türkiye Programı ile birlikte UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan Troya Antik Kenti Kazıları hakkında 13 Ekim 2021 tarihinde bir etkinlik düzenledi. Etkinliğe Troya Antik Kenti Kazıları Başkanı ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Aslan konuşmacı olarak katıldı.

Programın açış konuşmasını yapan Toronto YEE Müdürü Bülent Üçpunar, YEE Strateji Geliştirme ve Kurumsal İletişim Müdürü Selçuk Doğan, Washington YEE Müdürü Gökhan Coşkun, Illinois Üniversitesi Türkçe Programı Başkanı Dr. Ayşe Özcan ve Prof. Dr. Aslan’a teşekkürlerini sundu. Üçpunar, Yunus Emre Enstitüsü ile Illinois Üniversitesi arasında daha fazla iş birliğinin yapılmasını umut ettiğini dile getirdi. Dünyanın en önemli arkeolojik sit alanlarından bazılarının Türkiye’de Troya, Efes, Hattuşa ve Göbeklitepe’de barındığını belirten Üçpunar, her yıl dünyanın dört bir yanından milyonlarca turistin bu sit alanlarını ziyaret ettiğini vurguladı.

Prof. Dr. Rüstem Aslan, Çanakkale merkeze bağlı Tevfikiye köyü sınırları içinde kalan Troya Antik Kenti’nde bugüne kadar yapılan kazıların tarihi ve kazılardan elde edilen bulgulara dair etkileyici bir sunum yaptı.

İLYADA VE ODESA DESTANLARINDA TROYA İZİ

Prof. Dr. Rüstem Aslan, etkinlikte yaptığı sunumda Asya ve Avrupa arasında yer alan Troya’nın MÖ 3000’den itibaren çok önemli bir konumda bulunduğunu ifade ederek başladı. Prof. Dr. Aslan, Troya’nın öneminin Homeros’un MÖ 730’da yazdığı İlyada ve Odesa destanlarıyla daha da arttığını belirtti.

Prof. Dr. Aslan, ayrıca İlyada Destanı’nın, özellikle Truva Atı hikâyesiyle dünyada oldukça iyi tanındığını dile getirdi.

DESTANIN EN İYİ KORUNMUŞ ÖRNEĞİ İSTANBUL’DA

İlyada Destanı’nda MS 950 yılına ve 10. yüzyıla ait iki el yazması bulunduğunu belirten Prof. Dr. Aslan, özellikle İstanbul’da destanın çok iyi korunmuş bir örneğinin olduğunu söyledi. Ünlü arkeolog, ayrıca Troya’dan kurtulan Aeneas’ın hikâyesini, “Aeneas Destanı”nda kaleme alan Publius Vergilius Maro'dan bahsetti. Orta Çağ’da bu hikâyeyi tekrar yazan yazarlardan bahseden Aslan, İlyada’nın çok sayıda kopyası olduğuna değindi.

LE CHEVALIER TROYA’NIN HARİTASINI ÇİZMİŞTİ

Prof. Dr. Rüstem Aslan, Fransız asıllı arkeolog, gök bilimci, gezgin ve kartograf Jean-Baptiste Le Chevalier’nin (1752-1836) çizdiği haritayla Troya’nın yerini belirlemeye çalıştığını anlattı. Paris'te birçok kolejde profesörlük yaptıktan sonra (1772-1778), Osmanlı İmparatorluğu’nun başkentinde Fransız elçinin sekreteri görevini üstlenen Le Chevallier, bu unvanla İtalya ve Anadolu'ya seyahat etmişti.  Bu yerlerle ilgili arkeolojik çalışmalar ve yayınların ardından (1806) Sainte-Geneviève Kütüphanesi’nde kütüphanecilik yapmıştı.

Le Chevalier, Truva kentini keşfetmek amacıyla Truva yöresinde gerçekleştirdiği arkeolojik araştırmalarından sonra (1785-1787), Troya’ya dair bir harita çizmişti. Le Chevalier, günümüzde Troya/Hisarlık ören yerinin 10 kilometre güneydoğusunda yer alan Pınarbaşı mevkinde Ballıdağ olarak adlandırılan tepede bulunan antik yerleşimin Troya olduğunu iddia etmişti. Bölgedeki ırmakları Troya’ya uygun olarak yeniden adlandıran Le Chevalier kendi kurgusunu Homeros’un metni ile eşleştirmek  için kullanmıştı.

TROYA KAZILARININ TARİHİ

Ünlü arkeolog Troya şehrinde yapılan arkeolojik kazıların tarihine de değindi.

Prof. Dr. Aslan, geçmişten günümüze Troya Antik Kenti’nde kazı çalışmaları ve araştırmalar yapan Frank Calvert (1863-1865), Heinrich Schlieman (1870-1873, 1878, 1879, 1882, 1889, 1890), Wilheml Dörpfeld (1893-1894), Carl W. Blegen (1932-1938), Manfred Osman Korfman ve Pernicka Rose (2005-2012) isimli arkeologların yaptığı çalışmalardan bahsetti.

Prof. Dr. Aslan Heinrich Schlieman’ın Homeros’un İlyada Destanı’nda Troya’nın izini aradığını ve bulduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Aslan, Troya’da kazılardan çıkan eserleri Atina’ya kaçıran Schlieman’a karşı verilen mücadeleyi de anlattı. Prof. Dr. Aslan Osmanlı İmparatorluğu’nun Schlieman’ı kontrol etmek için büyük bir uğraş verdiğinden söz etti. Londra’da gerçekleşen serginin ardından Schlieman’ın bulduğu tüm hazineyi Almanya’ya bağışladığından bahseden Prof. Dr. Aslan, hazinenin İkinci Dünya Savaşı’na kadar Berlin’de sergilendiğini söyledi.

Adını İlyada Destanı’nda bulunan Troya Kralı Priam’dan alan “Priam’ın Hazinesi” İkinci Dünya Savaşı’nın ardından 1993 yılına kadar kayıp durumdaydı. Hazinenin, Rus askerleri tarafından savaş ganimeti olarak Moskova’ya götürüldüğü ve orada Puşkin Müzesinin depolarında saklandığı anlaşılmıştı. Prof. Dr. Aslan Puşkin Müzesinde on binden fazla altın, gümüş ve bronz para bulunduğunu açıkladı.

Prof. Dr. Aslan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 18 Mart 2019 tarihinde açılan, Troya kazılarında çıkan parçaların ve eserlerin sergilendiği Troya Müzesinden bahsetti.

Prof. Dr. Aslan yaptığı sunumun ardından katılımcıların Antik Troya Kenti hakkındaki sorularını yanıtladı. Kazılarda diğer uygarlıklarla yapılan ticareti kanıtlayan en ilginç nesnenin ne olduğuna dair soruya cevaben Prof. Dr. Aslan, Troya kazılarında, sadece Afrika’da çıkan “lapis lazuli” taşının bulunduğunu ve bu durumun kendileri için çok şaşırtıcı olduğunu söyledi. Prof. Dr. Aslan, buluntunun Troya şehri ile Afrika arasında ticaret yapılmış olabileceğine dair bir kanıt niteliği taşıyabileceğini dile getirdi.

Prof. Rüstem Aslan, bu zamana kadar dünya genelindeki üniversiteler, arkeoloji enstitüleri ve müzelerde Troya hakkında çok sayıda seminer verdi. Prof. Rüstem Aslan’ın Troya’ya dair araştırmalar ve kazı çalışmaları hakkında kaleme aldığı “Yeni Başlayanlar için Troya” isimli kitabı İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanmıştı. Prof. Dr. Aslan, ayrıca Yunus Emre Enstitüsü Arkeoloji Yaz Okulunun da danışmanlarından biri olarak görev almıştı.