Ülker Arena'da Görkemli Türkçe Bayramı

Yazıcı-dostu sürüm

Yunus Emre Enstitüsü tarafından, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde bu yıl ikincisi düzenlenen "Türkçe Bayramı" programı, İstanbul Ülker Sports Arena'da gerçekleştirildi.

"Türkçe Yaz Okulu" kapsamında 46 ülkeden 540 öğrenciyi Türkiye'nin 16 farklı ilinde ağırlayan Yunus Emre Enstitüsü, "Türkçe Yaz Okulu" finalini "Türkçe Bayramı" ile taçlandırdı.

İstanbul Ülker Sports Arena, kültür elçilerinin doğumdan ölüme kadarki süreci konu alan "İnsan ve Türkçe" temalı gösterisi ile dünyaya verdiği büyük mesaja sahne oldu. Öğrenciler sahneledikleri eserlerle dünyaya "Türkçe" barış, dostluk ve sevgi mesajları gönderdiler.

Türkçe Bayramı'nın ilki geçtiğimiz yıl Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayelerinde ve çok sayıda bakanımızın onurlandırmasıyla 60 ülkeden 500 öğrencinin katılımıyla 22 Ağustos'ta yine İstanbul Ülker Sports Arena'da gerçekleştirilmişti.

"İnsan ve Türkçe" temalı gösterinin ilk bölümünde doğumdan askerlik dönemine kadarki süreç işlendi. Doğum, çocukluk, ilkokul yılları, Hıdırellez'i konu alan gençlik yılları ve düğün gününden oluşan ilk bölüm; Kafkas ve Balkanlar ile Anadolu'nun farklı yörelerinden halk oyunları eşliğinde icra edildi.

Düğün gününü konu alan gösteri ise duygulu anların yaşanmasına neden oldu. Gösteride Gaziantep'te bir düğün sırasında yapılan terör saldırısı, barkovizyona yansıtılan mesajla kınandı. Mesajda "Gaziantep'teki menfur saldırıda şehit olan vatandaşlarımızı rahmetle anıyoruz. Bir daha hiçbir düğünümüz yarım kalmasın, hiçbir sevincimize acı bulaşmasın" ifadeleri yer aldı.

 

ASTSUBAY ÖMER HALİSDEMİR AĞLATTI

 

Türkçe Bayramı'nın ilk bölümünün finali ise "askerlik" dönemi ile tamamlandı. Bir babanın asker oğluna yazdığı mektubun okunmasıyla başlayan bölüm finalinde barkovizyona Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 15 Temmuz gecesi halka yaptığı çağrı ve kendi sesinden "Dua" şiir dinletisiyle halkın sokaklara inerek vatanını müdafaa ettiği tarihî görüntüler yansıtıldı.

Görüntüler eşliğinde sahneye çıkan askerlere halkın da katılması katılımcılardan büyük alkış aldı. Askerlerin en önünde bulunan astsubayın verdiği "Ben Astsubay Ömer Halisdemir! Emret komutanım!" tekmili ile birlikte protokol de dâhil olmak üzere salonda bulunan tüm katılımcılar ayağa kalkarak gözyaşları içinde, okunan 15 Temmuz şehitlerinin isimlerini alkışladı. Tekbirlerin de getirildiği "askerlik" dönemini konu alan gösteri sonrası şehitler için saygı duruşunda bulunuldu ve hep bir ağızdan büyük bir gururla İstiklal Marşı okundu.

 

NABİ AVCI: TERÖRE VERİLECEK EN GÜZEL CEVAP

 

Kültür ve Turizm Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı, kutlanılan Türkçe Bayramı'nın aynı zamanda teröre de verilen en güzel ve en anlamlı cevaplardan biri olduğunu belirterek, "Dünyanın her zaman sevgi, barış ve kardeşlik çağrısına ihtiyaç duyduğu bir dönemde İnsan ve Türkçe temasıyla tüm insanlığa sevgi ve barış çağrısında bulunarak kutsal bir vazife icra ediyorsunuz. Bu çağrı çağın ötesinden gelin tanış olalım, işi kolay kılalım diyen Yunus Emre’nin çağrısıdır. Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım bu dünya kimseye kalmaz" dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Avcı, Türkçe'nin, büyük medeniyetler kurmuş bir milletin dili olduğunu, yaygınlık ve kullanım bakımından dünyanın sayılı dilleri arasında yer aldığını ifade ederek, dilin tarihi süreç içinde güçlü bir ırmak gibi geçtiği bütün coğrafyalardan kelimeler aldığını, bunları kendi renk musiki mayasında birleştirdiğini, kendi mührünü kelimelerine ve yapısına vurduğunu kaydetti.

Avcı, Türkçe'nin köklü ve güçlü bir dil olduğuna dikkati çekerek, zengin söz varlığı yapısıyla, Türkiye tarihini, kültürünü, sanatını ve medeniyetini taşıyacak güçte olduğunu anlattı.

Gönül dili olan Türkçenin, dünyayı sevgi ve barışla donatmanın en büyük fazilet olduğuna inanan Ahmet Yesevi'lerin, Yunus Emre'lerin, Sarı Saltuk'ların dili olduğunu dile getiren Avcı, şöyle devam etti:

"Dilimiz, harap etmeyi değil, mamur eylemeyi, gönüllere kin, nefret intikam tohumları değil, sevgi, şefkat, merhamet tohumları ekmeyi şiar edinmiş bir milletin dilidir. Türkçe, yüzyıllardan beri yeryüzüne hak ve hakikat yoluyla barış, güven, huzur ve adalet yaymak için mücadele veren erenlerin ve alplerin dilidir. Yedi iklimden turnalar misali ülkemize gelen sevgili öğrencilerimiz, siz artık misafir değil bu ülkenin birer evladısınız.

Avcı, Türkçe Bayramı'nın teröre rağmen kutlanmasına da değindikten sonra sözlerini "Çok önemli bir badire atlattığımız bu günlerde hiç kokmadan, hiç çekinmeden ülkemize gelen meydanlarda bizimle birlikte demokrasiye ve Türkiye'ye sahip çıkan bizi kültürümüzü, dilimizi öğrenmek isteyen siz değerli öğrencilerimize şükranlarımı arz etmek istiyorum" diyerek tamamladı.

 

ŞEREF ATEŞ: ÖNEMLİ BİR MESAJDIR

 

Yunus Emre Enstitüsünün yurt dışında 45 Türk Kültür Merkezi ve 80 irtibat noktası bulunduğunu hatırlatan Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, 2009 yılından beri Türkiye'yi, Türk dilini ve kültürünü tanıtmak, Türkiye'nin diğer ülkelerle dostluğunu geliştirip, kültürel alışverişini artırmak amacıyla faaliyetlerin aralıksız sürdürülmekte olduğunu belirtti.

Enstitü Başkanı Prof. Dr. Ateş, "Yurt dışında ülkemizin dostlarını artırmak ve sevenlerini çoğaltmak için giriştiğimiz yoğun kültürel diplomasi faaliyetlerinin en seçkin unsurlarından biri de hiç şüphesiz Türkçenin öğretilmesidir. Yunus Emre Enstitüsü olarak biz, Türkçeyi öğretmeye, kadim kültürel değerlerimizi ve insanımızı dosdoğru anlatmaya çalışıyoruz. Öyle ki, gizli gündemlerinin arkasına saklanarak Türkçeyi karanlık senaryolarının bir parçası haline getirmek isteyenlerin aksine Yunus Emre Enstitüsü, başta Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü desteği, devletimizin imkânları ve milletimizin samimi dualarıyla Türkçeyi dünyanın bir ucundan diğer ucuna kadar doğru bir şekilde öğretmeye gayret etmektedir. Bu faaliyetlerin en önemli halkalarından biri de Enstitümüzün her yıl düzenlediği Türkçe Yaz Okulu'dur. Bu sene 46 ülkeden 540 Kültür Elçimizin hain darbe girişimine rağmen davetimize uyup ülkemize gelerek insanımızla kucaklaşmaları hiç şüphesiz önemli bir mesajdır." dedi.

 

Prof. Dr. Şeref Ateş konuşmasına şöyle devam etti:

"Pekin'den Londra'ya Moskova'dan Kahire'ye farklı coğrafyalarda yaşayan 540 Kültür Elçisinin, buradan yani imparatorluklar başkenti İstanbul'dan, üstat Necip Fazıl Kısakürek'in "Canım İstanbul" diye seslendiği kadim şehirden, dünyaya gönderdiği bu mesaj ülkemizin önemli bir başarısıdır.

Yunus Emre Enstitüsü devletimizin ve milletimizin yüzünü ağartmak için dünyanın farklı ülkelerde faaliyetler yürütmektedir: Biz sadece Türkçe öğretmiyoruz. Ülkemizin sinemasından müziğine, sanatından mentalitesine kadar bütün kültürel değerlerini farklı coğrafyalarda farklı din ve dile sahip insanlara tanıtmaya gayret ediyoruz. Biz, işlerimizi tek başımıza yapmıyoruz, aksine devletimizin ortak aklını, tecrübesini ve bilgisini hemhal ederek Türkiye'yi, Türk dilini ve sanatını yurt dışında tanıtmak için çabalıyoruz. Biz esas gücümüzü milletimizden almakla birlikte, devletimizin bütün kurumlarının eşgüdüm ve motivasyon desteğiyle faaliyetlerimizi gerçekleştiriyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanımızın "Bu işleri biz yapmazsak birileri yapar" sözünü bir görev addedip Yunus Emre Enstitüsü olarak "bu işleri" yani Türkçeyi öğretmek, Türk kültürünü ve Türkiye'yi tanıtmak amacıyla bütün bir yıl gecemizi gündüzümüze katarak çalışıyoruz.

Yurt dışında "bu işleri" yapabilmemiz için bize her konuda destek olan başta Sayın Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a, Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım'a, Mütevelli Heyet Başkanımız ve Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'na, Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Nabi Avcı'ya, mütevelli heyeti üyelerimize ve en önemlisi milletimize teşekkür ediyorum.

Ülkemiz son 15 yıl içinde politik ve ekonomik bakımdan adeta çağ atlamıştır. Köprüler, bölünmüş yollar, hızlı trenler, havaalanları Türkiye'nin bütün çehresini değiştirmiştir. Bütün bu imar ve yenilenme hamleleri Türkiye'nin zenginleştiğini ve ilerlediğini göstermektedir. Yeni Türkiye'nin mimarları olan Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımız dün, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü açarak Asya ile Avrupa'yı fizikî olarak bir daha birbirine bağlamışlardır.

Biz de Yunus Emre Enstitüsü olarak cennet vatanımız Anadolu'yu Avrupa'ya, Amerika'ya, Asya'ya Afrika'ya ve Avustralya'ya kültür köprüleri yoluyla bağlayarak, dünya insanlarını Türkiye'ye yakınlaştırmaktayız. Bizim yaptıklarımızın sonuçları ve ürünleri bir yol gibi, bir bina gibi hemen görünmeyebilir. Ama inanın zaman içinde bizim ektiğimiz tohumlar, bizim diktiğimiz fidanlar dünya milletleri içindeki yerimizi asırlar boyunca bir çınar gibi sağlamlaştıracaktır. Bunun için her yıl farklı ülkelerde sayısız faaliyetler gerçekleştiriyoruz. İşte 540 Kültür Elçimiz yıllar içinde meyve vererek Türkiye'ye yeni dostluklar kazandıracak ve gelecekte Türkiye'nin dostları olarak yanımızda olacaklardır.

Sayın Başbakanımız, Sayın bakanlarımız başta olmak üzere hepinize saygılarımı sunuyor, İnsan ve Türkçe Bayramına katılan ve bizlere destek veren herkese teşekkür ediyorum."

 

540 KÜLTÜR ELÇİSİYLE ANI FOTOĞRAFI

 

İş hayatı ile başlayan, "İnsan ve Türkçe" temalı Türkçe Bayramı'nın ikinci bölümünde Ahilik kültürü konu alındı. Kıyafetleriyle çeşitli meslekleri temsil eden dansçıların sergilediği gösterinin devamında iş hayatına başlayan genç esnafa hocası nasihat verirken kul hakkına azami riayet etmesini, eksik tartıda bulunmamasını istedi. Ticaretini hayırla sürdüren esnaf yaşlılık yıllarında aynada kendine bakarken gençlik yıllarını hatırlayıp neler öğrendiğinin ve yıllarca neler yaptığının nefis muhasebesini de yaptı. "Ölüm" sahnesi ile sonlanan gösterinin ardından Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı ile Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, kendi ülkelerinin ve Türkiye'nin bayraklarıyla sahneye çıkan 46 ülkeden 540 kültür elçisiyle hatıra fotoğrafı çektirdiler.