Ödüllü Alman Çevirmen ve Türkolog Wolfgang Riemann, Yunus Emre Enstitüsünün Konuğu Oldu

Yazıcı-dostu sürüm

Alman-Türk Kültürel Ortaklık Projesi ile Kültürlerarası Diyalog ve Anlayış İçin Ernst Reuter Girişimi çerçevesinde her yıl düzenlenen Tarabya Çeviri Ödülleri töreni, 30 Kasım 2015 tarihinde Berlin Yunus Emre Enstitüsü ev sahipliğinde gerçekleşmişti.

Ödül kapsamında Yunus Emre Enstitüsü ve Robert Bosch Vakfı iş birliği ile İstanbul’da verilen bir aylık Çalışma Bursuna Almanya’nın farklı şehirlerinde Türk yazarlarını tanıtıcı etkinlikler düzenleyen ve birçok Türkçe eseri Almancaya çeviren Wolfgang Riemann lâyık görülmüştü.

“Modern Türk Edebiyatının Almanya’daki İmajı”, “Acı Vatandaki Yaşantı-Almanya’da Türk Edebiyatı” gibi alanında ilk ve önemli çalışmalara imza atan Wolfgang Riemann; aynı zamanda Halit Ziya, Ömer Seyfettin, Ahmet Haşim, Haldun Taner, Ferit Edgü, Tezer Özlü başta olmak üzere Türk edebiyatının daha pek çok köşe taşı yazarının eserlerini Almancaya çeviren isim. 

Türk Edebiyatından derlediği ve çevirdiği 15 kitapla Almanya’da bir Türk Edebiyatı bilinci oluşmasına ve modern Türk Edebiyatının tanınmasına büyük katkılar sağlayan Wolfgang Riemann’ı Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş makamında konuk etti. 

Wolfgang Riemann’la çeviri edebiyatı ve Modern Türk Edebiyatı üzerine konuşan Prof. Dr. Şeref Ateş, onur konuğuna “Türk Şiirinin Ustaları” isimli tabloyu hediye etti. Reimann ise 2004 yılında Almanya’nın en önemli yayın kuruluşları arasında yer alan DTV yayınlarından çıkan ve Türk edebiyatından bir seçki özelliği taşıyan “Modern Türk Öyküleri” isimli çeviri kitabını imzalayarak Enstitü Başkanı Ateş’e takdim etti.

Görüşmenin ardından Yunus Emre Enstitüsü’nün kültür sanat dergisi “.tr”ye röportaj veren ödüllü çevirmen; göç edebiyatı, Almanya’daki Türk Edebiyatı ve Modern Türk Edebiyatı üzerine değerlendirmelerde bulundu. Çeviri edebiyatına ve Almanya’daki Türk Edebiyatı imajına dair de konuşan Riemann, son dönemlerde Halit Ziya’dan Oğuz Atay’a kadar pek çok önemli ismin eserlerinin Almancaya çevrildiğini ama Türk Edebiyatının daha yetkin tanıtılması açısından çevirmenlere ve yayınevlerine daha çok iş düştüğünü belirtti.

Röportaj sonrasında Enstitü bünyesinde yayın yapan Türkçenin Sesi Radyosu’nda “Dost Meclisi” isimli kültür sanat programının canlı yayın konuğu olan Riemann, Türkçeyle tanışma hikâyesini, aldığı ödül kapsamında bulunduğu İstanbul’da bir ayda yaşadıklarını ve izlenimlerini anlattı. Riemann, çevirdiği kitaplardaki İstanbul’la gördüğü İstanbul’un birbirine çok benzediğini, bunun çok hoşuna gittiğini ve İstanbul’da kaldığı sürede roman ve öykülerdeki havayı tekrar tattığını ifade etti.